Sıfır Karbonlu Binalar
Artık günümüzde bir çok kurum çevreye saldığı karbon miktarı ile ters orantılı olarak itibar yönetimine başladı. Yani ne kadar az karbon o kadar çok itibar. Bu yüzden artık sürdürülebilirlik kavramı bir çok kurumun ana odağında. Ve bu noktada özellikle temel hedef sıfır karbonlu yapılara sahip olmak. Çünkü sürdürülebilir yapılar ve tesisler sadece ekonomik değil aynı zamanda çevresel olarak pozitif etki sağlamaktadırlar. Bunun için yapıların Carbon Zero yani sıfır karbon ekonomisine geçişi şu an için her ne kadar yüksek maliyetlere sebep olsa da bu konuda çok yol alındı. En son söyleyeceğimi şimdiden söylemek istiyorum; sıfır karbon ekonomisine gelecekte her ne kadar tüm sektörler geçiş yapacağı öngörülse de, günümüzde çok pahalı bir uygulamadır. Dolayısıyla paydaşların desteği olmadan sıfır karbon hedefine ulaşmak çok zor olacaktır. Haydi sıfır karbon nedir, sıfır karbon hangi süreçleri kapsar detaylı bir şekilde inceleyelim.
Tesis Yöneticileri günlük faaliyetlerini yaparken aynı zamanda bir vizyoner bakış açısı ile gelecek hakkında planlama yapmalıdır. Bu planlamaların en önemlisi ise sürdürülebilirlik çalışmasıdır. Bildiğiniz gibi esasında sürdürülebilirlik çok yönlü bir faaliyetler bütünüdür. Bu faaliyetlerin içinde en önemli olanı sürdürülebilirliğin alt başlığı olan çevresel sürdürülebilirliktir. Biraz daha odaklanabilirsek çevresel sürdürülebilirliğin en önemli başlığı ise enerjide çevresel sürdürülebilirliktir.
Sürdürülebilirlik faaliyetleri < çevresel sürdürülebilirlik < enerjide sürdürülebilirlik
Enerjide sürdürülebilirliği sağladığınızda ise bu noktada tesisinizi sıfır karbonlu bina haline getirmiş oluyorsunuz. Buraya kadar kavramlar ve tanımlar üzerine değinmeye çalıştım. Bundan sonra bir taraftan sıfır karbon bina ile ilgili süreci ele alırken diğer taraftan tesis yöneticilerinin bu süreçte alması gereken pozisyon, strateji, taktik ve vizyonları belirlemeye çalışacağım.
Sıfır Karbonlu Bina Nedir?
Sıfır karbonlu bina literatürde Zero Carbon Building olarak geçmektedir. Binaların sıfır karbonlu hale gelmesi için binada ki tüm enerji tüketim kaynaklarının yani asansör, aydınlatma, ısıtma, soğutma ve diğer sistemlerin düşük tüketimli olarak tercih edilerek inşa edilmesi ve sistemlerin gereksinim duyduğu enerjiyi ise yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmesidir.
Sıfır Karbon Binalar temel olarak, verimliliği yüksek tüketim kaynaklarını yenilenebilir enerji beslemek gibi temel prensibe dayanır. Yenilenebilir enerji sistemleri binanın yanına konuşlandırılabilir veya herhangi bir yenilenebilir enerji üreten otoprodüktör ile sözleşme yaparak uzak yenilenebilir enerji üreten sistemlere abone olunabilir. Sıfır karbon binalar için, karbon sıfır enerjili binalar diyebiliriz. Elbette ki binaların enerjiye gereksinimi olacaktır ama en düşük enerji talebiyle, en yüksek verimliliği sağlayacak sistemlerin kurulması ve enerji talebinin ise yenilenebilir enerji üzerinden karşılanması ile gerçekleşmelidir.
İklim değişikliğinde farkındalığın artması ile birlikte gerek sivil toplum örgütlerinin bu konuda ki regülasyonları ve teşvikleri gerekse ülkelerin ve yerel yönetimlerin kolaylaştırıcı yasaları ve ayrıca ticari olarak ise müşterilerin beklentisi sıfır karbonlu binaları her geçen gün popüler hale getirmiştir. Özellikle ticari gayrimenkuller için bu konuda yapılan çalışmalar ile değer artışı yaşanması, rekabet avantajı sağlaması ve müşterilerden talep görmesi sıfır karbonlu binaların inşasını hızlandırmıştır. Sıfır karbonlu binalar geçtiğimiz yıllarda iddialı bir söylem olarak konuşulurken bugün artık erişilebilir bir teknoloji haline geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Günümüzde başta kamu binaları olmak üzere orta ve uzun vadede yeni yapılması planlanan yapıların sıfır karbonlu olarak inşa edilmesi planlanmaktadır.
Sıfır karbonlu binaların inşa edilmesi için en fazla destek veren sivil toplum inisiyatiflerinden birisi olan WGBC (World Green Building Council) Dünya Yeşil Binalar Konseyi sıfır karbonlu binayı, yıllık salgılanan karbondioksit emisyonun miktarının sıfır “0” veya negatif “-” olması olarak tanımlamıştır.
Hedefte Neden Sıfır Karbonlu Binalar Var?
Eğer düzenli olarak yazılarımı okuyorsanız Paris İklim Anlaşması ile ilgili bir takım bilgileri öğrenmiş olmanız gerekiyor. Hala okumadıysanız mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Paris iklim anlaşmasını ilk yazdığımda “Tesis Yöneticilerinin bu anlaşma ile ne alakası var” diyenler için, size de aynı cevabı vermek istiyorum. Mesleği yaparken küresel ve yerel bilgi kaynaklarından beslenmek ve literatürü takip etmek son derece önemlidir. Özellikle dünyamızda hızlı değişen ve gelişen kavramları, tanımları ve faaliyetleri yakından takip etmemiz gereklidir. Paris İklim anlaşmasıyla birlikte hayatımıza yeni tanımlar ve kavramlar girmiş ve bu kapsamda binaların gelecek vizyonu bile değişmiştir. İşte bu noktada değişimi öngörmek, hızlı adapte olmak, değişime karşı çevik ve esnek olmak, değişim öncesi iç görü sahibi olmak bir Tesis Yöneticisi için çok önemlidir. Aksi halde üzülerek belirtirim ki bunu yapmazsanız bir tesis yöneticisi değil; ancak emekli bir apartman yöneticisi rolünüz olur veya bulunduğunuz tesisi bir apartman yöneticisi vizyonuyla yaparsınız ki bu da mesleğinizde başarı sağlamanızı güçleştirir. Unutmayın ki bir Tesis Yöneticisinin mesleğinde göstereceği başarılar aynı zamanda dünyanın daha iyi bir yer olmasını sağlamayacaktır. Artık bu kadar açıklama sonrası Paris İklim anlaşması ile ilgili geçmişte yazdığım makaleleri okuyacağınızı düşünüyorum. Okumanız için ; Paris Anlaşması Nedir – Paris Anlaşmasının Temel Yönleri
Günümüzde bir çok binanın, yerinde yenilenebilir enerji üretmesinin çok mümkün olmadığını artık kabul ediyoruz. Ancak binalarda enerji verimli sistemler kullanarak ve enerji ihtiyacını ise yenilenebilir enerjiden karşılayarak Paris Anlaşması ile hedeflenen karbon emisyonlarına ulaşmak için, sıfır karbon emisyonuna sahip binalar yapmak artık günümüzde erişilebilir ve uygulanabilir bir fikir. Ancak sadece binaları inşa etmekle sıfır karbonlu bir tesis yaratılmış olmaz. İşte bu noktada Tesis Yönetimi devreye giriyor. Tesis Yöneticileri sıfır karbonlu bir yapının işletilmesinde ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. Destek hizmetleri ve Teknik hizmetler tesislerin faaliyetlerine bağlı olarak, yani konaklayanlardan tutun, üretim ve tedarik zincirine kadar emisyonları düşürecek işletme prensiplerine sahip olmaları çok önemlidir. Tesis Yönetilirken sıfır karbonlu hizmetler ve ürünler sunacak tedarik zincirinin ve bakım işletme proseslerinin geliştirilmesine yönelik işletme projeleri oluşturulmalıdır. Aksi halde bir tesis sıfır karbon emisyonuna sahip olması hedefi ile inşa edilirken, tesis işletmeye açıldığında beklenmedik yüksek karbon emisyonları ile karşı karşıya kalabilirsiniz.
Yeni bir tesis inşa edilirken, yapı, demirbaş, ve armatürlerin kullanım ömrü boyunca sağlanan karbon ve inşaat sırasında salgılanan gömülü (gizli) karbonun da dikkate alınması gerekir. Tesis Yöneticileri, işletmeye bağlı operasyonel karbon emisyonları ve tesisteki varlıkların yaşam döngüsü boyunca karbon emisyonlarını nasıl azaltılabileceği konusunda erken aşamada işletme projeleri hazırlayarak tesis için çok değerli girdiler sağlayabilir.
Artık günümüzde yeni inşa edilen tesislerin yüksek çevresel performanslarının sürekli mükemmelliğe götürecek şekilde işletilmesi gerekir. Bu projelerin en başında izleme ve ölçme sistemleri gelmelidir. Tesisin anlık olarak çevresel performansı analiz edilmeli mevcut ve geleceğe yönelik öngörüler oluşturarak düzeltici, önleyici ve iyileştirici projeler geliştirmelidir. Bunun için günümüzde en fazla IoT sistemlerinden destek alan süreçlerin geliştirilmesi kritik öneme sahiptir. Her bir noktayı ölçmek ve izlemek bir tesisisin çevresel etkisini en aza indirmek için harika fırsatlar sağlayacaktır.
Sıfır Karbonlu Binalar Yeterli mi?
İşte bu noktada hemen cevap veriyorum, hayır yeterli değil. Bir tesisin emisyonlarını en düşük seviyeye çekmek ve hatta sıfır karbonlu bir tesis haline getirmek maalesef sürdürülebilir bir çevre politikası için yeterli değildir. Tesisin varlık sebebine bağlı olarak karbon emisyonu yaratan operasyonlar dikkatle incelenmelidir. Örneğin tesis çalışanları için sağlanan personel servislerinin, tesiste bulan araç filosunun, tesisin işlediği hammaddenin, yine tesiste üretilen ve piyasaya sunulan ürün ve hizmetlerinde mutlaka sürekli olarak karbon emisyonlarının izlenmesi ve emisyonları azaltıcı projelerin geliştirilmesi gerekir. Mesela tesiste bulunan araç filosunun elektrik araçlar ile dönüştürülmesi, toplantı ve eğitimler için yapılan seyahatlerin azaltılması için online platformlara taşınması karbon azaltıcı önlemlerden sadece birkaçıdır. Her bir karbon azaltıcı faaliyetler için farkındalığın arttırılması için tesis içinde çalışan ve/veya konaklayanların da bilgilendirilmesi çok önemlidir. Örneğin bit toplantının karbon etkisi ile online toplantının karbon etkisi toplantıya katılanlar ile paylaşılabilir. Örneğin; bu toplantıya online olarak katıldığınız için 300 kg karbon etkisi sağladınız gibi. Ya da bu ay elektriği %3 daha az tükettiğiniz için 5000 kg karbon etkisi sağladığınız gibi. Tesisteki tüm kişilerin çevresel farkındalıklarını sürekli güncel ve sürekli diri tutmak çok önemlidir. Dolayısıyla bir Tesis Yöneticisinin çok iyi bir iletişimci olması ve sürekli farkındalık yaratacak projeler geliştirmesi sıfır karbonlu bir tesis yolculuğunun vazgeçilmez duraklarından birisidir.
Sıfır Karbonlu binalar için tüm tesis çalışanlarının çevre eğitimleri ve teknoloji eğitimleri her yıl verilmesi sağlanmalıdır. Teknoloji her yıl katlanarak ilerliyor, bir önceki yıl kullanılan bir sistem bir sonraki yıl daha verimlisi ile değiştirilebilir veya bir önceki yıl yapılan bakım metodu bir sonraki yıl daha iyisini planlayarak geliştirilebilir. Yeni ürünler ve yeni hizmetlere ait piyasada ki trendler ve uygulamaların takip edilmesi ile tesislerde karbon azaltıcı projelerin doğmasına sebep olacaktır. Bu tür eğitim ve gelişim süreçleri mesainin bir parçası olduğu kabulüyle tesisin yönetilmesi sıfır karbonlu yapı işletme sürecini sağlamlaştıracak ve kurumsal bir ayak izi oluşturacaktır.
Geri bildirim: Data Center Commissioning Nedir? | Tesis Yöneticisi